7 Eylül 2012 Cuma

hikayelerimiz ölüyor...


heyecanla başladığımız şeylerin beklentilerimizi karşılamamasıydı belki bizi yarına ve düne küstüren...
dün biraz daha şanslıydı tabi, çünkü "keşke hep çocuk kalsaydık"düşüncesine dalıyorduk hepimiz umudumuzu tükettiğimizde...
ihanete uğradığımızda kendi içimizden...
en yakın arkadaşımızın bir menfaatçiden öteye geçemediğini farkettiğimizde...
"ben eskiden böyle değildim" dediğimizde... o "eski ben" i özlediğimizde.

büyüdüğümüzde kalbimizin küçüldüğü doğru bence. herşeye bi sebep arıyoruz artık.birini sevmek için bile sebebimiz olmalı sanki. biri benim gönlümü eylerse iyidir o, yoksa zaten bi işe yaramaz kendisi.böyleyiz artık.biraz da sanallaştık ya ondan sanırım.

sanallaşmaya paralel hepimiz eleştirir olduk.neyi? herşeyi... seni özellikle.seni öyle çok eleştirdim ki sanki dünyada yaptığın herşey yanlıştı.hatta seni eleştirmek için açmıştık bazılarımız twitter'ı... ukalaca laflar sarfettiğimizde adam oluyorduk çünkü bu çöplükte. sen hepimiz için genel bi kavramsın artık.nefret ettiğimiz herşey 'sen'sin.

"bazı insanlar..." diyerek genelledik seni... kusura bakma dürüstçe hitap edemeyecek kadar da korkağız hepimiz... koraklığın üstünü de "cool" diyerek örttük.
sen de germeseydin bizi madem... dediğim gibi bu bünyeye ait bi suç yok sanki tüm suç sende.

o sen veya bu sen... benim dışımdaki herşey sen'sin artık - neyse o benim dışımdakiler-.içimdekilere kimseyi dokundurtmam çünkü... ama seninkilere dokunabiliriz hepimiz.
hepimiz birbirimizin sen'iyiz.o kadar doğruyuz o kadar mantıklıyız ki senin hataların batıyor işte gözümüze.
sen de bu kadar aptal olmasaydın madem....

işte bu yüzden zamanla kendimizi kaybettik,egolarımız birbirine "sen" olduğunda yolun sonu görünmüştü.karşımdaki sadece beni dinlemek beni takip etmek beni anlamak zorunda.
"ben" ise ' "sen"i anlamak' diye bi kavramın olmadığı kendi derin sularında yüzmekte.

bu yüzden ölüyor hikayelerimiz... "sen"in vurdumduymaz tavırlarında...



2 yorum: